EŞYANIN KIYMETİ
İnsanın eline geçen bir sayfa… İlk başta ne idüğü belirsiz bir sayfa. Düzgün bir mektup sayfası değil. Kitap veya defterden çıkmış bir sayfa
değil. Sertçe bir kağıt. Elime alıp dikkatle inceleyince fark ediyorum
ki iki davetiye, uç uca birbirine yapıştırılmış, arkası uzun bir liste
yapılabilecek bir parça kağıt haline getirilmiş.
Kağıt kıymetli yani.
Bugünkü gibi kıçımızı, başımızı silip silip atmıyoruz. Nereden gelip nereye gittiğini hesap
etmeden. O kıçımızı sildiğimiz bir tomar
kağıdın, üzerine tek bir kelime yazıp veya yazmayıp buruşturup attığımız
kağıtların, broşür, reklam diye yerlere savrulan o kağıtların kaç ağacın
kesilip geldiğinin hesabını yapmıyoruz. Ama
ormanlar kesiliyor diye aynı kıçlarımızı yırtıyoruz.
O zamanlar kağıt kıymetliymiş. Davetiye 12-9-954 tarihli. Kıymetli olan sadece kağıt da değilmiş. Zaman farklı tabii. Daha erkek egemen bir toplum. Halbuki sonraki yirmi yıl durum baya bir
değişmeye yüz tuttuydu. Sonra biraz daha
ilerledi. Şimdi daha da kötü yapmaya
çalışıyorlar. O günün o erkek egemen
toplumunu bile hoş görebiliyorum. Umut
vardı çünkü. Adam olunabilirdi.
Davetiye şöyle hazırlanmış:
Sayın Bay, (bir boşluk)… Davetlinin adı yazılacak. Bir kadının da tek
başına davet edilebileceği düşünülememiş belli.
Kadın ciddiye alınmıyor. Dul bir
kadınsa, kim bilir belki de şifahen davet edilmiştir. Bekarları saymıyoruz zaten. Gerçi hediyelerini kabul etmiş Saruhan
amca. Neyse devam edeyim: Oğullarım (oğullarımız değil, boş ver
karıyı kim takar) Tufan ve Orhan A…’un
12-9-954 Pazar günü saat 16 da Mithatpaşa caddesi 531 (muhtemelen o dönemde
İzmir’deki yalılardan biri idi) no.lu
evimizde yapılacak olan Sünnet töreni münasebetiyle mevlüdü şerif okunacağından
bu mutlu güne şeref vermenizi saygı ile rica ederiz.
Babası Saruhan A…
İki adet davetiye, kendinden katlamalıymış. Katlanmamış, kullanılmamış. Birbirine yapıştırılmış. Sonra arkasını
çeviriyorum. Kurşun kalemle uzun bir
liste var:
---Sünnet Hediyeleri---
Sonra listeye göz gezdiriyorum…
Ziya Ç…
Büyük Cam Vazo
Muzafer B…. Altı dar cam vazo
Okul adına: İki
dolma kalem (yirmişer lira)
Seyit beyler Setcade
Abdurrahim E… Mavi
Pasta tabakları
Reşat E. Altı
yemek tabağı
Feride A. Altı
bardak (limonata)
Hüseyin A. Bakır
tencere
Mukâfat A. Tufana
saat
Faik A. Oyuncak
Betül G. Duvar
saati
H. K. İki
altın
İhsan A. Oyuncaklar
(10 lira)
İsmail A. Pul
koleksiyonu
Et…lar Küre,
kalemtraş
Semiha Y. Şeker
S… Yapma
çiçek
Çizmeci B…. İki
tablo
Erdoğan O. Atatürk’ün
Ciltli Nutku
Ali Rıza B. Dolma
Kalem, mızıka
İbrahim D. Dolma
Kalem
Tarık G. Çatal,
kaşık
Şakireler Altı
su kupası
İhsan Y. Çini
vazo, İngilizce lügat
Nezahat A. İki
gümüş sigara tablası
B.N. Meyva
tabak takımı
Nusret H. Tencere
(bakır)
K.N. Tencere
(bakır)
Mukafat A. Havlu
Yıldız A. Havlu
Nasibe Havlu
Emine Havlu,
şeker
Çizmeci B. Havlu
Servet H. Orhana
bornoz, sünger
Cev…. Büyük
Altın
Sabahat Ç. Futbol,
albüm
İsmet Hn. Şeker
Teyze k.. Şişe kolonya
Meliha H. Biskot
Gülgün A. Şeker
Hasip D. 20
lira
Pakize E. 4,5
lira
Selçuk T. Oyuncaklar
Fikret A. Küre,
eşarp, çorap, çukilat, maske
Samsunlular Çini
vazo, un kurabiyesi
Mehila Üç
tabak
Sıdıka H. Pasta
tabak (yedi adet)
Manisalı E. Pasta
Mehmet O. İki
kurşun, dolma kalem
Palamutçu… Bi
kutu çukilat
Didar İ. İki
havlu
Rasime Kolonya
Nigar H. Kuşlu
hokka
Maksut Y. Şişe
kolonya
Şimdi evin adresine baktığınızda, ev İzmir’in nezih bir
semtinde, muhtemelen deniz kenarında.
Yani halleri vakitleri yerinde bir aile olduğunu tahmin ediyorum. Ayrıca davetiye de bastırmışlar. Bütün bunlar kalbur üstü olduklarını çağrıştırıyor.
Sonra hediyelere bakıyorum…. Eşyanın kıymetli olduğu
kıymetli günler. Har vurup harman
savrulmadığı. Üç bardağın, bir
tencerenin, iki havlunun hora geçtiği yıllar.
Kağıtların uç uca eklenip kullanıldığı ve saklanıldığı yıllar ki 2018
yılında benim elime geçiyor.
Toz pembe değilmiş tabii ki.
Her şey harika, mükemmel değilmiş.
Kadının durumu belli mesela. Ama
şu anla mukayese edince, ilerleyeceğimize geriledik gibi geliyor insana. Her şeyi çok hızlı harcayıp bitiriyoruz. Tüketiyoruz.
Kadının kıymeti hala ortada.
Şimdi bir de eşyayı da yok ediyoruz.
Davetiyelere kadının adı yazılıyor belki ama varlığı siliniyor.